
Kendi kendime aldığım bir kararla blog yazmaya geçen doğum günümde ara vermiştim. Hatta sevgili dostum Ercan Arslan dayanamamış formspring üzerinden sormuştu ne zaman blogda tekrar yazmaya başlayacağımı. Bu aranın nedenini sormayın, tamamen benimle ilgili. Ama ille de bir kulp bulmak istiyorsanız, iş yoğunluğu gibi içi boş bahanelere de sığınabiliriz. İçi boş diyorum zira seksen farklı yere, günde bir kilometre yazan birisi için iş yoğunluğu büyük yalan:)
"Nerede kalmıştık" başlığı da aslında ironi içeriyor. "Abi işte doğum gününde duygusala bağlamış bir şeyler yazmışsın sonrası tırt" dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Çok yoğun bir dönem geride kaldı benim için. Özellikle arkası arkasına gelen yurtdışı etkinlikleri, sekiz günlük CeBIT Hannover macerasıyla doruk noktasına ulaştı. Öyle ki sevgili eşim bana; "naber kardeş", oğlumuz Kartal ise amca diye hitap etmeye başladı o derece yani:) Bundan böyle aileye de daha fazla zaman ayrılacak, bu bir görev notudur ona göre.
Neyse her zorlu dönem gibi bu da geçti gitti. Artık yeni bir dönem ve hedef var önümde. O da zaten alanında tek ve lider olan BThaber'i biraz daha yukarılara taşımak. Neden mi? Çünkü üst yönetimimiz sağolsun beni gazetenin en genç genel yayın yönetmeni olma unvanıyla ödüllendirdi. Zaten başarısı için ter döktüğümüz yayını biraz daha uçurmanın tam zamanıdır artık.
Bundan böyle daha hızlı olacağız, hızlandıkça da uçacağız. Birlikte uçmaya var mısınız?