11 Haziran 2009 Perşembe

Formula 1 sorunsalı...


Her yıl olduğu gibi yine umut ve neşeyle gittiğimiz pistten bu defa hüsranla döndük...

Bu hüsranın ana sebebi çok sevdiğimiz Ferrari'nin başarısızlığı olsa da başka bir sebep daha vardı. O da Türkiye'nin organizasyondaki başarısızlığı...

İlk yıl yani 2005'te Türkiye Grand Prix'sini 160 bin kişi izlemiş, bu yıl rakam 90 bine gerilemiş...

İstanbul Park'ın FIA ile sözleşmesi 2011'de sona erecek. Önce MotoGP'yi kaybettik, şimdi de F1'i kaybetme ihtimali ile karşı karşıyayız...

Olimpiyat Stadı gibi İstanbul Park da elimizde patlayacak yani, eh biz de gider Rock'n Coke yaparız koca pistte!...

Otoriteler F1 yarışlarına olimpiyat kadar önem veriyor ve bu etkinliğin ülke tanıtımına katkısı hem inanılmaz hem de tartışılmaz...

Ama biz ne yapıyoruz, Türk kaşığı kullanmaya devam ediyoruz...

Bu ne kadar devam eder peki?...

2012'y kadar. O gün geldiğinde de biz avucumuzu yalarız, bu etkinliğin yayın haklarını alan TRT de Hasan Mutlucan'dan türkülerle bizi biraz oyalar...

9 Haziran 2009 Salı

Mehmet'in Topuz'u...


Spor alemi son günlerde Mehmet'le yatıyor, Topuz'la kalkıyor...

Peki neler oluyor? Bir de bizden dinleyin bakalım neler olmuş...

Bu sezonun son haftası, Kayserispor şahane bir stat yapmış mali bakımdan zordalar, Mehmet Topuz'un da önümüzdeki yıl sözleşmesi dolacağı ve talibi de çok olduğu için satalım kararı alıyorlar ve daha lig bitmeden bunu Topuz'a deklere ediyorlar. "Kendine klüp bul!"

Mehmet Topuz, lig bitince tatil için Antalya'nın yolunu tutuyor birçok futbolcu arkadaşı gibi...

Mehmet'i almaya kararlı Beşiktaş yöneticileri "Kendine klüp bul" denilen topçu için Kayserispor klübüyle konuşup prensipte anlaşıyor...

Sonra da aynı yöneticiler Mehmet'le anlaşıp formayı sırtına geçiriyor.

Komedi bundan sonra başlıyor. Klüp ve futbolcuyla görüşmelerini borsaya bildiren ve hatta oyuncuya formasını giydiren koskoca Beşiktaş'a rağmen Fenerbahçe gidip Kayserispor'lu tüccarları kandırıp daha fazla para vererek Beşiktaşlı olduğunu bas bas bağıran, başka klüpte top oynamam gerekirse bir yıl ceza alırım ama yine Fenerbahçe'ye gitmem diyen topçuyu almaya kalkıyor pazardan elma alır misali.

AB'de çıkan Bossman kuralları işte bu Kayseri tcüccarları zihniyetine karşı çıkartıldı futbolcu da insandır mal gibi alınıp satılamaz babında...

Ama bunu anlayabilecek yürek ne Kayseri'de ne de Fenerbahçe'de yokmuş, çok yazık...

Son olarak Fenerbahçeli dostlar kızmasın ama yukarıdaki fotoğrafı tasvip etmesem de bilinçli kullandım. Hırslarımız 100 yıllık rekabetleri ne hale getiriyor daha iyi anlayabilelim diye...