5 Haziran 2009 Cuma

AK mı KARA mı?


Türkiye Başbakanı çıkmış açıklama yapmış. AKP'ye AKP demenin edepsizlik olduğunun altını çizmiş muhterem ve eklemiş partinin kısaltması AK Parti'dir.

Konunun iki boyutu var, birinci siyasi ikincisi ise eğitimsel.

Siyasi olan boyut çok basit. Partinizin AK olabilmesi için "gemicik"lerin, "deniz fenerleri"nin yani kısaca KARA olan herşeyin hesabını verin, temizlenin öyle gelin dersin olur biter.

Ama işin eğitimsel boyutu daha mühim. Sayın başbakan acaba parti tüzüğünüzü kaç kişi okudu? Partinizin kısaltmasından kaç kişinin haberi var? Bizde âdet böyledir. Partiler söz konusu oldu mu baş harflerini söyleriz gider. Yani CHP deriz MHP deriz, tutup da CH Partisi, MH Partisi gibi kelime oyunları aklımıza gelmez. Yani Araplara göre daha saf, daha AK'ızdır biz Türkler.

Bir son soru da benden AKP'lilere. Kuzum asıl siz niye CHP'ye CeHAPe, MHP'ye MeHAPe diyorsunuz ısrarla? Benim bildiğim, bu söylemler pekakalıların söylemleri aman dikkat!!!

Bitirirken: Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in ışığı ampülden parlaktır!

1 Haziran 2009 Pazartesi

Çifte bayram...


Bu gördüğünüz fotoğrafı 2008'in Ekim ayında gerçekleştirilen CeBIT Bilişim Eurasia Fuarı sırasında Turkcell standında çekmiştim. (Tam olarak 11 Ekim 2008, saat 15:28) Çekerken de aklımda tek şey vardı: Bizim olacaksın!

Sonra aynı günlerde Ertuğrul Sağlam istifa etti ve Mustafa Denizli getirildi takımın başına. Yıkılmıştım o an. Ertuğrul hocanın bütün emeklerinin boşa gittiği düşüncesi sardı her yanımı. Sonra dedim ki öyle bir takımımız var ki kimle olursa olsun biz alırız o iki kupayı da.

Bu tarihten iki ay sonra biricik oğlumuz Kartal dünyaya geldi. İlk bakışında "babacığım bu yıl iki kupada bizim" hınzırlığı vardı ya da ben öyle sandım. Hatta Kartal'ın doğduğu günün akşamı yani 5 Aralık 2008'te Ankaraspor'a kendi sahamızda rezil bir skorla yenildik. Yine acaba soruları doldurdu kafaları.

Öyle böyle derken, önce Kadıköy'de sonra Ali Sami Yen'de sonra tekrar İnönü'de Bursa ve Fenerbahçe maçlarında hakemler tarafından biçildik, paramparça edildik. Ama yılmadık, istedik ve işte sonuç: Şampiyonluk bizim, Kupa bizim...

Bir de rakiplerin şu söylemi çok hoşuma gitti. "Biz kötüydük de o yüzden Beşiktaş şampiyon oldu!" Bu cümleyi sarf edebilen kişilerin ya beyni yok demektir ya da eğitim konusundaki dereceleri anaokul 2'den terktir. A dostlar, birileri kötü olacak ki iyinin farkı anlaşılsın. Hem siz değil misiniz Beşiktaş'ın en kötü zamanlarında çalarak çırparak 17'şer şampiyonluk sahibi olan?

İşte görüyorsunuz 8 ay önce bu kupayı istedik. Bu fotoğrafın çekilmesinden 2 ay sonra oğlumuz doğdu, yedi ay sonra Fortis Türkiye Kupası'nı kazandık ve sekiz ay sonra bugün Turkcell Süper Ligi 2008-2009 Şampiyonu olarak bu kupaya sahip olduk. Emeği geçenlere helal, tüm milletimize de hayırlı olsun...