Bulut
kavramının kökeni çok eskilere dayanıyor. Bazı kaynaklara göre de kavram olarak
ilk defa 60’ların ortasında dillendirilmiş. Ancak ben şahsi olarak ilk defa
2000’lerin başında bir ABD gezisinde yaptığım röportajda duymuş ve yazmıştım.
Bunları neden yazdın diye soracaksınız, hemen açıklayalım.
Bulut
bilişim ya da orijinal deyimiyle Cloud Computing, bunca yıldır gündemde ama
hala bizler ne kadar güvenli olduğunu sorguluyoruz. 60’ları geçtim bu kavram
son on üç yıldır var diyelim. On üç yıl önce kullandığınız bilgisayarı
hatırlayın ya da cep telefonunuzu tabii o zaman akılı telefon yok, tabletlerden
bugünkü formunda çok uzak. Kısaca bu kadar inanılmaz bir hızla gelişen
teknolojiler bulut tarafında da yaşandı.
Peki, biz bu buluta neden hala
güvenmiyoruz?
Bulut
işindeki hizmet sağlayıcıdan tedarikçiye kadar çoğu uzman da aslında hala bulut
tam olarak güvendiğini ifade edemiyor. “Mali bilgilerimi buluta koyarım ama
müşteri bilgilerimi koymam” gibi cümleleri sadece patron şirketlerinde duymuyoruz.
Kurumsallığın dibine vurmuş şirketler bile bu kafada maalesef.
Aslında
bulutun başına gelenlerin benzeri güneş enerjisi konusunda da yaşanıyor. 40-50
yıldır özellikle Akdeniz bölgemizde sıcak su için güneş panelleri kullanılıyor.
Ancak bu teknoloji bugün geldiğimiz noktada bir iki minik yeniliğin dışında
hala eskisi gibi duruyor. Tabii yenilenebilir enerjinin karşısında duran fosil
yakıt şirketlerinin lobisini ve buna bağlı dünya genelindeki hükümetlerin
baskılarını unutmamak gerek.
Yayınlanma Tarihi: 02 Ekim 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder